27 Kasım 2012 Salı

Noi Albinoi (2003)




Dagur Kari'nin yazıp yönettiği Noi Albinoi'de Noi isimli albino bir gencin hayatından bir kesit izliyoruz. Film, Kuzey İzlanda'da küçük bir kasabada geçiyor. Fiyortlar arasında, dünya ile bağlantısı tamamen kopmuş izlenimi veren bu kasabada, kapana kısılmış gibi yaşayan insanlardan sadece biridir Noi. Onu farklı kılansa, o küçük kasabada yaptıklarının ya da yapmadıklarının hiçbir önemi olmadığını fark etmiş olması ve buradan kaçıp gitme hayalleri kurmasıdır. Bir gün, sıkıcılığıyla boğuştuğu yaşantısında yapabileceği en renkli şeyi yapar ve benzincide çalışan İris'e aşık olur. Bu aşk, Noi'nin hayallerine daha sıkı sarılmasını sağlayacaksa da, hayatın getirecekleri Noi'nin hayallerinden çok farklıdır. 

Film, şahane görüntüleri, her karesine muazzam bir şekilde yedirilmiş hüzün ve aynı anda alaycılık hissi ile hatırı sayılır bir etki bırakıyor insanda. Hikayede geçmişe dönük pek bilgi verilmiyor, karakterlerin mazisi üzerinde durulmuyor, diyaloglar sade, ayrıntısız. Bu durum Noi'yi anlamamıza engel değil. Noi, çok iyi çizilmiş bir karakter, ama öyle kolayca teşhis konabilen cinsten de değil. Mesela, önce standardın dışında olmasıyla asi bir karakter gibi algılanabilir, sonradan anlaşılır ki aslında hiç değildir. Çünkü okuldan atılacak kadar sivrilse de daha sonra babası üzülmesin diye okula geri dönmek ister ya da banka soymaya niyetlenir ama ciddiye bile alınmayıp yaka paça dışarı atılır, yetmez gibi aynı bankaya bir dakika içerisinde para çekmek üzere geri döner. Yaşadıklarına isyan etmek istese de içinde bulunduğu şartlar buna bile izin vermez. Hani o çok alıştığımız güçlü, sağlam adımları olan baş karakter yok karşımızda bu kez, onun yerine olağanca masumiyetiyle hayallerine tutunmaya çalışan bir çocuk var. Mutlu mudur peki bu çocuk? Hiç sanmam ama mutsuz da değildir aslında. Filmin bir sahnesinde elinin üzerinde oynadığı sinekten hallicedir. Zaten o da hayatının anlamsızlığının farkındayken, kendisini bu sinekle özdeşleştirmekteydi belli ki.

Filmin sonu, beklediğim bir son değildi açıkçası. Üzücü bir final mi, yoksa kurtuluşa açılmış bir kapı mı kişiye göre değişir. Belki de insanın yalnızlığına yapılmış bir vurgudur. Her nasılsa da ben kendi yorumumla, Noi'nin hayallerine bir adım daha yaklaştığına inanmak istiyorum. Kim bilir, belki de Noi sonunda bir yolunu bulup hep özlemini duyduğu palmiye ağaçlarına, güneşli iklimlere doğru yol alacaktır.

02.09.2012 - 16:05

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder