9 Mart 2013 Cumartesi

Kendini İyi Hisset Filmleri - 2

Ne izlesem diye düşünürken, biraz olsun yardımcı olur diye düşünerek seçtiğim filmleri paylaşmaya devam ediyorum. İşte benim "bu filmi ne zaman izlesem beni mutlu eder" filmlerimden bir dörtlü daha. 

iyi seyirler!


Yönetmen: Sharon Macquire         Ülke: İngiltere, ABD           Tür: Romantik, Komedi 
Oyuncular: Renée Zellweger, Colin Firth, Hugh Grant


"Bridget Jones'un Günlüğü", izleyicisini hiç yormadan, keyifli vakit geçirtecek filmler listemde kesinlikle ilk üçe oynayan bir film. 2004 yılında filmin devamı olarak çekilen "Bridget Jones: Mantığın Sınırı" da ilk filmin tadını yakalayamasa dahi, filmin sevenleri için müjdeli bir haber olmuştu. Serinin üçüncü filmi olarak planlanan "Bridget Jones'un Bebeği"ni ne zaman izleyeceğimizle ilgili ise duyurulmuş bir tarih yok henüz. Filmin konusuna gelirsek, Bridget, otuzlu yaşlarının başında Londra'da yaşayan ortalama bir kadındır. Bir türlü kurtulamadığı fazla kiloları, gereğinden biraz fazla olan alkol ve sigara tüketimi, en çok da doğru erkeği bir türlü bulamıyor oluşu ile başı derttedir. Bridget, yeni yıl ile birlikte hayatını düzene koymaya karar verir ve buna yardımcı olacağını düşünerek günlük tutmaya başlar. Hayatında yeni bir sayfa açmaya kararlı olan kahramanımız, 32. yaşıyla birlikte kendisini, birbirine tam zıt karakterdeki iki adamın aşkı arasında bulacaktır. Bir yanda başarılı avukat, her şeyiyle düzgün bir profil çizen Marc Darcy, bir yanda hiç güven vermeyen ama çok çekici bir adam olan Daniel Cleaver, bakalım Bridget Jones gerçek aşkı hangisinde bulacak? Beklentileri çok yüksek tutmadan, iyi vakit geçirmek için izlendiğinde amacına tam anlamıyla hizmet edeceğini düşündüğüm şirin bir romantik komedi.


The Big Lebowski (1998)

Yönetmen: Joel Coen               Ülke: ABD                  Tür: Komedi, Polisiye
Oyuncular: Jeff Bridges, John Goodman, Julianne Moore 

Gelelim Coen Kardeşlerin meşhur filmi The Big Lebowski'ye! Film, en büyük eğlencesi ve tek meşgalesi arkadaşlarıyla bowling oynamak olan, belki de dünyanın en rahat, en boşvermiş adamı olan Jeffrey Lebowski'nin hikayesini anlatıyor. Kendisi dahil herkesin "The Dude" -Ahbap- olarak seslendiği kahramanımızın huzur dolu yaşantısı, bir yanlış anlaşılma sonrasında alt üst olacaktır. Dude ile aynı ismi taşıyan bir milyonerin eşi, neredeyse tüm şehre borçlanmış ve hiçbirini ödememiştir. Bunun üzerine, borçlarını almak üzere yanlış Lebowski'nin yani Dude'ın evini basan gangsterler, kahramanımızı biraz hırpalar, yetmez gibi pek kıymetli halısına da zarar verirler! Halının odayı dolu göstermek gibi çok önemli bir işlevi olduğunu düşünen Dude, bunun üzerine milyoner Lebowski'nin malikanesine gidip halısının zararının karşılanmasını ister. Ancak, olaylar bununla da kalmayacaktır, milyoner Lebowski'nin karısının kaçırılması ile olaylar büyüyecek ve işin içerisine bir kez girmiş bulunan Dude ve arkadaşları, başlarını belada kurtaramaz hale geleceklerdir. Filmi, sadece bir komedi filmi olarak algılamamak gerekir, tam da Amerika-Irak Savaşı esnasında geçen film, biraz dikkatli izlenirse içerdiği ince göndermeleri yakalamak mümkün. Genel tavrına bonus olarak güzel müzikleri ve renkli hayal dünyalarının ürünü olduğu belli olan rüya sahneleriyle The Big Lebowski keyifli bir film. Kara mizah sevenler ve filmde bol bol duyulan "fuck" sözcüğüne aldırış etmeyecekler için önerilir.


Yönetmen: Cameron Crowe          Ülke: ABD           Tür: Dram, Müzik
Oyuncular: Billy Crudup, Frances McDormand, Kate Hudson

Biraz da rock n roll diyenlere! :) William, henüz 11 yaşındayken, evden ayrılan ablasından kalan plaklar sayesinde rock müzik ile tanışır ve müziğe olan tutkusu gün geçtikçe artar. 15 yaşına geldiğinde ise sevdiği müzik grupları hakkında yazdığı amatör yazıları, ünlü Rolling Stone dergisinin dikkatini çekmeyi başarır. Dergi için dönemin yükselen Rock müzik grubu Stillwater ile röportaj yapma fırsatını yakalayan William, annesinin engelleme çabalarına rağmen görevini yerine getirmek üzere grup ile birlikte turneye katılır. Bu turne esnasında yaşayacakları William için rock müziğe dair heyecan verici bir deneyim olmakla kalmayacak, aynı zamanda William'ın kendisini ve hayatı keşfetmesini sağlayacak önemli bir tecrübe olacaktır. Filmin yönetmeni ve aynı zamanda senaristi olan Cameron Crowe da tıpkı filmin kahramanı gibi genç yaşta müzikle ilgilenmeye ve Rolling Stone dergisinde yazmaya başlamıştır, dolayısıyla Crowe'un filmi kendi yaşadıklarından yola çıkarak çektiği düşünülebilir. 70'lerin rock dünyasına doğru keyifli bir yolculuk fırsatı sunan bir yandan da dönemin müzik piyasasına artıları ve eksileriyle ayna tutmayı amaçlayan Almost Famous, rock müzik tutkunlarının kaçırmaması gereken bir film. Ancak filmden keyif alabilmek için rock müziğe özel bir ilgi duyuyor olmak şart değil tabi ki, insana dair söyleyecek sözleri olan ve insanı hayallerinin peşinden koşmaya motive eden bu yol hikayesi, hayatında herhangi bir şeye tutku duyan herkes için eğlenceli bir seyir olacaktır.

Kiki's Delivery Service (Majo no takkyûbin) (1989)

Yönetmen: Hayao Miyazaki        Ülke: Japonya           Tür: Animasyon, Macera, Aile


Yine içimizi ısıtacak cinsten sevimli bir animasyon. Akıllı ve iyi kalpli cadı Kiki'nin maceralarını anlatan filmimizin konusu şöyle: Kiki, 13 yaşına gelmiş bir cadıdır. Geleneklere göre artık cadı bulunmayan bir şehre gidip orada cadılık eğitimini tamamlaması gerekmektedir. Bunun üzerine Kiki, atlar süpürgesine, siyah kedisiyle birlikte yola koyulur. Henüz 13 yaşındayken kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan Kiki için hiç bilmediği bir yerde hayata başlamak kolay olmayacaktır. Ancak, uçma yeteneği sayesinde dağıtımcılık yapmaya başlayacak ve yeni insanlarla tanışıp her yaştan dostlar edinecektir kendine. Miyazaki'nin uçma temasına yer verdiği animelerinden biri olan Küçük Cadı Kiki, gerek şirin ve cesur kahramanıyla, gerekse içinde güzel insanları barındırıyor olmasıyla izleyicisini mutlu ruh hallerine büründüren, şirin bir film. 

4 yorum:

  1. Okuyucu kitlesine onem veren bir yazar diye iste buna derler valla helal olsun. Japon animelerine meraklisin sanirim eger isimlerini hatirlarsam sana 2-3 film onerebilirim gercekten dogaya farkli bi gozle yaklasan filmlerdi ozellikle insan-doga catismasini cok degisik bir yolla anlatmislardi. Hos neyi soylesem ya da izlesem hatta izlicem desem onu izlemis oluyorsun ama olsun denemekte fayda var hem belki izlememissindir, senin gibi bir izleyicinin izledigi guzel filmlerin arasinda yerlerini alirlar

    YanıtlaSil
  2. çalışma tempom dolayısıyla araştıramadım k.bakma işte sana bahsettiğim filmlerden 2 si
    http://www.imdb.com/title/tt0119698
    http://www.imdb.com/title/tt0087544/

    YanıtlaSil
  3. merhaba, iki filmi de pek severek izlemiştim :) ama yine de film önerilerini her zaman beklerim, henüz izlemediğim birçok film olduğuna eminim :)

    YanıtlaSil
  4. Artik zaten eski filmlerden umudu kestim yeni planim trde daha vizyona girmemis filmleri internetten indirip, izleyip, tavsiye etmek baska cikar yolu bulamadim :D

    YanıtlaSil