Ülkemizde gösterime girmeyen 2013 yapımı Amerikan bağımsızlarından Short Term 12'i nihayet !f 2014 kapsamında izleme şansı yakalıyoruz. Destin Cretton'ın 2008 yapımı yine kendisinin yönettiği aynı isimli kısa filmden uzun metraja uyarladığı film, "risk sınırında" olarak tanımlanan gençlerin geçici bir süreliğine gözetim altında tutulmasını üstlenen bir bakım evinde yaşananları konu alıyor. Ana kahramanımız Grace, bu merkezde çalışan ve işini her şeyin üstünde tutan, buna bağlı olarak da çocuklarla iyi ilişkileri olan bir görevlidir. Grace'in nispeten ciddi olan mizacı karşısında daha yumuşak ve muzip bir karaktere sahip erkek arkadaşı Mason da yine bu merkezde çalışmaktadır. Bakım evindeki gençlerin sorunlarını çözmeye çalışırken, kahramanlarımız farkında olmadan kendi hayatlarına da dokunacak ve geçmişte çözemedikleri sorunlarıyla yüzleşmek zorunda kalacaklardır.
Grace'in filmde ilk göründüğü andan itibaren, gizlediği bir şeyler olduğu ve şu anki karakterinin bu gizemden beslendiği fark ediliyor. Nitekim, filmin başında hamile olduğunu öğrendiği andaki duygusal reaksiyonları, bebeği aldırmak konusundaki kararlılığı da bu düşünceyi destekler nitelikte. Mason ile olan ilişkilerine gelince, bir yanda çok samimi ve sevgi dolu bir çift görürken, çok geçmeden Mason'ın Grace'de ulaşamadığı bir yanı olduğunu ve aynı gizemin ilişkilerinde, üzerine pek konuşulmayan bir sorun olarak varlığını hissediyoruz. Film ilerledikçe bakım evinde yaşayan çocukların hikayeleriyle tanışmaya başlıyoruz. 18 yaşını doldurduğu için kendisine fiziksel şiddet uygulayan annesinin yanına dönmek zorunda olan Marcus, kaybettiği kız kardeşinin acısı ile yaşayan Sammy ve merkeze kısa bir süreliğine gelen hırçın davranışları ile dikkat çeken Jayden'in üzerine yoğunlaşıyoruz bir süre. Bu hikayeleri izlerken bir yandan da yavaş yavaş Grace'in sevgilisinden bile gizlediği sırrı üzerindeki perdeler aralanmaya başlıyor ve Jayden'in yaşadıkları, Grace'in geçmişi ile yüzleşmesini tetikliyor.
96 dakikalık film, bu zaman zarfında karakterleri başarılı bir şekilde çizebiliyor, geçmişle ilişkilendirebiliyor ve hem ana hikaye hem de yan hikayeleri özenle kurgulayabiliyor. Oyunculuklara gelince, başta Grace karakterinde izlediğimiz Brie Larson olmak üzere tüm ekip oyunculuk adına çok iyi iş çıkarmış. Brie Larson, canlandırdığı karakterin olgunluğunu ve hikayesini öyle güzel taşımış ki filmin çekildiği esnada 23 yaşında olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım ve bu rolü ile aldığı ödülleri hak ettiğine bir kez daha emin oldum.
Short Term 12, içerisinde bu kadar trajedi barındırmasına ve afişinin hissettirdiği kasvete karşın iyi hissettiren bir formda ilerliyor ve umut aşılıyor izleyiciye. Duygularımın sömürüldüğünü hissettiğim filmlere karşı mesafeli duran bir izleyici olarak, filmin anlattığı dramlara rağmen soğukkanlı duruşunu koruması beni etkileyen bir faktör oldu. Öte yandan filme hakim olan "umut" teması ve bu denli pozitif bakmanın gerçekçiliği de tartışılabilir elbet. Ancak, filmde kurtarıcı rolünü üstlenen Grace ve Mason'ın da geçmişlerinde benzer sorunları yaşamış olmaları, bu rolü üstlenmelerine makul bir gerekçe oluşturabiliyor. Bununla birlikte, filmin sonunda yaratılan mutlu son havası da olumsuzlukların yaşandığı bir sürecin sonunda gelinen bir nokta gibi algılanabiliyor, böylece özellikle uğraşılmış yapay bir son hissi uyandırmıyor.
96 dakikalık film, bu zaman zarfında karakterleri başarılı bir şekilde çizebiliyor, geçmişle ilişkilendirebiliyor ve hem ana hikaye hem de yan hikayeleri özenle kurgulayabiliyor. Oyunculuklara gelince, başta Grace karakterinde izlediğimiz Brie Larson olmak üzere tüm ekip oyunculuk adına çok iyi iş çıkarmış. Brie Larson, canlandırdığı karakterin olgunluğunu ve hikayesini öyle güzel taşımış ki filmin çekildiği esnada 23 yaşında olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım ve bu rolü ile aldığı ödülleri hak ettiğine bir kez daha emin oldum.
Short Term 12, içerisinde bu kadar trajedi barındırmasına ve afişinin hissettirdiği kasvete karşın iyi hissettiren bir formda ilerliyor ve umut aşılıyor izleyiciye. Duygularımın sömürüldüğünü hissettiğim filmlere karşı mesafeli duran bir izleyici olarak, filmin anlattığı dramlara rağmen soğukkanlı duruşunu koruması beni etkileyen bir faktör oldu. Öte yandan filme hakim olan "umut" teması ve bu denli pozitif bakmanın gerçekçiliği de tartışılabilir elbet. Ancak, filmde kurtarıcı rolünü üstlenen Grace ve Mason'ın da geçmişlerinde benzer sorunları yaşamış olmaları, bu rolü üstlenmelerine makul bir gerekçe oluşturabiliyor. Bununla birlikte, filmin sonunda yaratılan mutlu son havası da olumsuzlukların yaşandığı bir sürecin sonunda gelinen bir nokta gibi algılanabiliyor, böylece özellikle uğraşılmış yapay bir son hissi uyandırmıyor.
Türkiye'deki ilk gösterimini 15 Şubat'ta yapan film, Bağımsız Filmler Festivali kapsamında 17 Şubat ve 21 Şubat'ta İstanbul'da, 27 Şubat'ta Ankara'da ve son olarak 1 Mart'ta İzmir'de gösterimde olacak. İzleme fırsatı bulacaklara şimdiden iyi seyirler dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder