13 Mayıs 2013 Pazartesi

Barfi! (2012)


Baharın gelmesi, havaların güzelleşmesi ile birlikte buraları biraz ihmal etmiştim. Birkaç haftalık araya bu cuma gösterime giren ve hakkındaki övgülere kayıtsız kalamadığım "Barfi: Aşkın Dile İhtiyacı Yoktur" ile son veriyorum! :) Barfi, enteresan bir film, hem her aşk filminden aşina olunan duygulara değiniyor hem de aşk üçgenini oluşturan kahramanlardan birinin sağır ve dilsiz, birinin otistik olmasıyla toplumun "sıradışı" olana bakış açısına ve toplum baskısının hayatlarımızı nasıl şekillendirebileceğine yer veriyor.

Barfi, doğumu esnasında annesini kaybetmiş, babası tarafından büyütülmüş sağır ve dilsiz bir gençtir. Tüm bunlara rağmen hayattan keyif almayı çok iyi bilir, etrafına her daim mutluluk saçmayı başarır, tabi bir yandan da umursamazlığının sonucu olarak başı beladan bir türlü kurtulmaz. Kendi halinde bir yaşantı süren Barfi, bir gün Shruti isimli genç bir kızla tanışır ve görür görmez ona aşık olur. Shruti, üç ay sonra evlenecek olmasına rağmen bir zaman sonra Barfi'nin aşkına karşılık verir; ancak yakaladıkları mutluluk, Shruti'nin ailesinin baskılarına yenik düşerek nişanlısı ile kalmayı seçmesi ile kısa sürer. Aradan yıllar geçer, tesadüflerin doğurduğu olaylar zincirinin sonunda Barfi ve Shruti tekrar karşılaşır. Shruti, geçen zamanda Barfi'yi unutamamış ve yıllar önce verdiği karardan pişmandır, ancak Barfi otistik bir genç kız olan çocukluk arkadaşı Jhilmil'de aşkı tekrar bulmuştur. Bu esnada, Jhilmil'in esrarengiz bir biçimde ortadan kaybolması, Barfi ve Shruti'nin birlikte Jhilmil'i aramaları, bir yandan da Barfi'nin Jhilmil'in kaçırılmasından sorumlu tutulması ve polisle başının belaya girmesi derken filmde duygusallığın yanı sıra aksiyon da iyice artar. Filmin sonu ise üç kahramanımızı da yeniden bir seçim yapma noktasına getirecektir.


Filmle ilgili en çok konuşulan konu, filmde bol bol başka filmlere göndermelerin bulunması. Ancak bu durumu çalıntı olarak nitelendirmemek gerektiği düşüncesindeyim. Özellikle gerek alıntı yapılan sahnelerle, gerek ana kahramanın sağır ve dilsiz oluşu ile zaman zaman hissedilen sessiz sinema havasında Charlie Chaplin tiplemeleriyle, film bu tip göndermeleri zaten açıkça veriyor, üstelik bir sahnede saygı duruşu niteliğinde Charlie Chaplin afişini görüyoruz. Bu sebeple bu durum şahsım tarafından çok üzerinde durulası bir konu olarak değerlendirilmedi.

Filmle ilgili olumlu eleştirilerin, filmin hikayesi ve aşk ile ilgili mesajlarından ileri geldiğini düşünüyorum. "Normal" olan nedir? Her zaman çoğunluğun normal kabul ettiği seçimler mutluluk getirir mi? Ya da aşk planlanan bir şey midir, sonuçları düşünülerek mi yaşanmalıdır? Soruları etrafında dönen hikaye, anlamlı bakış açıları sunuyor gerçekten de. Filmi, konusunu detaylı olarak bilmeden izledim, o yüzden başlangıçta filme ilişkin okuduğum övgüleri biraz fazla buldum, çünkü ilk izlediğimiz aşk çok içime sinmemişti. Ancak Barfi ve Jhilmil'in yaşadıklarını, başarılı görüntü yönetimi ve güzel müzikler eşliğinde izlerken hem hikaye, hem film içime sindi. Yine de filmin kurgusunun biraz karışık, süresinin de biraz uzun tutulduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.


Barfi, eğlenceli, duygusal ve romantik bir film, şu dönem vizyonda olan filmler içerisinde kesinlikle izlemeye değer olanlardan biri. Bollywood filmi sevmeyenlere de bu filme bir şans vermelerini, Barfi ile birlikte düşüncelerinin değişebileceğini söylemeyi borç bilir, şimdiden herkese iyi seyirler dilerim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder